HAYATIN İÇİNDEN GERÇEK OLAYLAR...



 






 









 ARKADAŞLAR!!! SİZE BİLGİSİYARDAN VİDEODA İZLEDİĞİM BİR OLAYI YAZI YOLUYLA ANLATACAĞIM...
 Birgün 2 genç Afrikadan eğitmek üzere bir aslanı ülkelerine getirmişler.Aslan gittikçe büyümüş.Yetkililer aslanın çevresine tehlike salacağını düşünüp  onu Afrikada bir hayvan parkına götürmüşler.


 6-5 yıl sonra bu 2 genç aslanı ziyarete gitmişler. Görevliler aslanın onları tanımayıp parçalayacağını söyleyip uyarmışlar.Ama gençler bu sözleri aldırmayıp içeri girmişler...


 VE SONRA.......
 Aslan koşarak yanlarına gelmiş ve onlara sarılmış yalamış nerdeyse ayakları yerden kesilmiş. Aslan onlara sarılıyormuş.

BELKİ BİZ BU OLA SIRASINDA ORADA YOKTUK AMA ORADA SEVGİNİN GÜCÜ VARDI....











 


 

 



 

İŞTE BİR OLAY DAHA.....
 


Bugün bir hayvan dostu arkadaşımdan bir video görüntüsü aldım… Bir köpeğe otobanda bir minibüs çarpıyordu. Çarpan minibüs yaralı köpeğin yaşayıp yaşamadığına bile bakmadan olay yerinden hızla ayrılıyordu. Ardından gelen diğer araçlar da aynı şekilde yaralı köpeğe tepkisiz kalıyor ve olay yerinden hemen uzaklaşıyorlardı.
 
Derken bir mucize gerçekleşiyordu; otobanın bir ucundan, başka bir köpek, üzerine gelen araçlara hiç aldırmadan, delicesine hayatını ortaya koyarak yaralı köpeğin yanına geliyor, onu boynundan kavrıyor,  yine etrafından vızır vızır geçen araçları hiçe sayarak onu otobanın dışına sürüklemeye çalışıyordu…
 
Yaralı köpeğin kurtulup kurtulamadığını videodan anlayamadım ama bir köpeğin başka bir köpeğin hayatını kurtarmak için verdiği bu insanüstü çaba karşısında gözyaşlarımı tutamadım, ağladım…  Bu videoyu aşağıda verdiğim linkten siz de tıklayıp seyredin, gözyaşlarınıza hakim olamayacaksınız,  feci şekilde dokunacak inanlığınıza…
 
Siz de benim gibi belki de insanlığınızdan utanacaksınız…
 
http://www.liveleak.com/view?i=774_1228266264  yandaki kutucuğa tıklayın...


BAŞKA BİR OLAY DAHA:


Ünlü bir futbolcu karısını öldürmekle suçlanıyordu.
Futbolcu yakalanmıştı.
Ama karısının cesedi ortada yoktu.

Durusma Amerikan filmlerindeki gibiydi.
Futbolcu sanık sandalyesinde oturuyordu.
Kucak dolusu parayla tuttuğu avukatı jüriyi ikna etmeye uğraşıyordu:
"Sayın jüri üyeleri, müvekkilimin suçsuz olduğuna yürekten inanıyorum.
Buna az sonra sizler de inanacaksınız.
Neden mi?
Bakın, şimdi 1'den 10' a kadar sayacağım ve müvekkilimin öldürdüğü
iddia edilen karısı bu kapıdan içeri girecek... 1, 2, 3, 4, 5, 6,7, 8, 9, 10..."

Bütün jüri kapıya döndü. Kimse girmedi içeri.
Avukat bir savunma dahisiydi,öldürücü hamlesini yaptı:
"Bakın, siz de kadının öldüğüne inanmıyorsunuz.
Çünkü hepiniz içeri girecek diye kapıya baktınız.
işte kararı buna göre vermenizi talep ediyorum."
Jüri, ünlü futbolcuyu suçlu bulduğunu bildirdi ve dava bu sekilde sonuçlandı.
Mahkeme çıkışında avukat, bayan jüri başkanına yaklaştı:
"10' a kadar saydigimda siz de diğer üyeler gibi kapıya bakmıştınız.
Neden böyle bir karara imza attınız?"

"Doğru" dedi jüri başkanı; "Ben de kapıya baktım, ama müvekkiliniz kapıya bakmiyordu!.."


Alıntı.......:mtrx: :mtrx: :mtrx: :mtrx: :mtrx: :mtrx: 


ŞİMDİKİ HİKAYE YAŞAYAN KİŞİLERİN ANLATTIĞI BİR HİKAYEDİR.... GERÇEK Mİ BİLİNMEZ... AMA BUNLARI OKURKAN PİSİKOLEJİNİZ BOZULABİLİR...,

1) "selam dostlar, bundan 7 sene önce cok sevdiğim dedemizi kaybetmiştik. acımı size anlatamam. evimizde akvaryumumuz vardı ve dedem balıklarla ilgilenmeyi cok severdi. hastalığından dolayı uzun süre bizde akvaryumun bakımıyla ilgilenememiştik ve akvaryum gerçekten baya pislenmiş balıklar yaşama savaşı veriyordu. anlatmak istediğim dedemin öldüğü gün gece yattık ve sabah cok erken kalkmıştım. inanmıyacaksınız akvaryum sanki çeşmeden akan gibi tertemiz ve balıklar çok hareketliydi. hemen ailemide uyandırdım ve onlarda çok şaşırdılar. BUNUN BİR AÇIKLAMASI VARDIR MUTLAKA!!! "



2)"Başımdan gecen ve hala benimde etkisinde olduğum bir olayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Geçen sene yani ben 18 yaşımdayken bir arkadaşın evinde toplanıp içki içmeye karar verdik. Arkadaşın babasıda vefat etmişti ve öleli daha 4 - 5 ay oluyordu. Arkadaşımın babası haluk amca hacca gidip gelmiş hacı bir adamdı. Oğlu ilker ise hiç ona çekmemişti. Neyse biz o gece içkileri aldık ve onlara gittik. Bize yatacağımız odaları gösterdi. Yer yetmemiş ve bir kanepede 2 kişi yatmak zorunda kalmıştık. Neyse akşam oldu bende evi gezerken bir oda gördüm. Bomboş iki kişilik bir yatak vardı. İlkere "Burda niye yatmıyoruz" dedim... O da "orası babamın öldükten sonra hiç kimse yatmadı öyle düzeltilmiş şekilde durur" dedi.
Neyse saat 1 civarı falan evde içkimiz bitti ilker - metin ve apo içki almaya otogara gitti bende evde yanlız kaldım. Sadece bir şişe viskimiz kalmıştı. Bi ara sızmışım 4 - 5dk sonra bir kapı çarpmasıyla uyandım.Heralde ilkerler geldi diye düşündüm. Ama kimse yoktu evde. Önümde duran viski şişesi ise kayıptı. Evin içinde acaba nereye koydum diye aramaya başladım ama yoktu. En sonunda babasının odasının kapısını zorladım ama açamadım. Sonra ilkerle geldi. Bende şişeyi kaybettiğimi ve sesler duyduğumu söyledim ve babasının odasını neden kilitlediğini sordum. O da " ben bir şey yapmadım oğlum açıktır" dedi. Sonra kapıyı açmayı çalıştı ama o da yapamadı. Neyse biz tornavidalarla kapıyı açtık. Ve o şok edici sahne gözlerimizin önündeydi. Yatak bozulmuştu sanki içine biri yatıp çıkmıştı ve yerde kırık bir viski şişesi vardı. Ben hemen 2 adım geri çekildim. İlker sadece 1 cümle söyleyebildi."ÖZÜR DİLERİM BABA""

3) SEVGILI ARKADASLAR BENIM HIKAYEM BENI HALA URPERTEN BI HIKAYE ....
ben sehırler arası yolcu tasıyan özel bır firmada muavinim isden ayrılmıştım vede cok canım sıkılıyodu evde babamla hep kavga ediyoduk gece yattıgımda rüyamda baska bır firmada ışe basladıgımı gordum sabah uyandıgımda dışarıya çıktım arkadaslarla gezdık öğlen 3:30 civarı eve geldim tam o sırada tlf caldı arayan benım ayrıldıgım otobüsün şöförüydü ve saat 5 de antalya seferimizin oldugunu söyledı ve benı tekrar ışe çağırda tabi bende hemen hazırlıklarımı gördüm ve saat 4'de oto garda oldum neyse yola cıktık G.antepe girip yolcularımızı aldık ve cıktık antep cıkısında ben onde oturuyodum ve kaptan benden kalkıp cay kahve servisi yapmamı istedı ben servisi yaparken gözüm birden cama takıldı sanki simsiyah bi şey otobüsü sarmıştı tam o sırada önümüzde seyır halinda olan bır kamyona arkadan vurduk tam bir kıyamet günü gibiydi şöför direksıyonu kırdı şarampole yuvarlandık araba mahvolmus bir haldeydi yolcuların cığlığı hala kulağımdan gitmiyo şöför direksiyonla konsol arasında sıkışmıştı çıkartık bende hiç bir şey yoktu ama kendimi rüyada sanıyodum sankı ben yasıyorum ama aklım yerinde değil gibiydi neyse şöför hastanede öldü
tarih: 18 5 2002 mayıs saat 8:30 firma ___
 








1930'lu yıllar. Rize. Anzer, halkın kendi tabiri ile Ancer. Dünyaca balı ile meşhur olan Ancer. Binlerce poleni ve şifayı içinde barındıran balıyla meşhur Ancer. Kış. Yaylacılık yapan Ancerlilerin bir kısmı aşağıya Rize'ye şehre inmemiş, kışlamışlar.

Yazdan yığdıkları otlarıyla, mallarını kışdan çıkarıp, bahara eriştirmenin çabası içindeler. Evet hepsinin mal tabir ettiği koyunları, sığırları var, tektük birkaç tanesinin de kara kovanı var. Şifa niyetine ilaç niyetine küçük bir kavanozu dolduracak kadar balları olurdu çoğunun. O da kış bitmeden tükenir giderdi.

Meryem. Lezgilerin kızı Meryem. Yeni gelin, beyini gurbete Samsun'a göndermiş. O da o kış yaylada kışlamış. Sabaha kadar kar yağmıştır. Tam kürekle yolu açayım deyip, kapıya yönelmekte iken, kapısı çalınır. Kapıyı açar.

İhtiyar bir adam selam verir ve:

- Kızım, ben Aşağı Ancerdenim, gelinim aş eriyor, canı bal çekti, Allah rızası için, bir iki kaşık bal verirmisin?
Meryem gelin düşünmez bile, Allah rızası değil mi der, dibinde üç dört kaşık bal kalmış olan kavonozu getirir , onun da yarısını ihtiyar'a verir. İhtiyar:
- Allah razı olsun kızım, artsın eksilmesin der.
Meryem, kavanozu koymak için geri döner. Kavanozun ağzını kapatayım derken birde ne görsün, kavanoz ağzına kadar bal ile dolu. Meseleyi anlar, kapıya koşar, kar ile dolu yaylanın uçsuzluklarına bakar. Ne bir insan vardır ne de kar da bir iz. Gelen Hızırdır.

Aradan üç dört ay geçer, her gün bal yediği halde kavanoz her seferinde ağzına kadar bal ile doludur. Sırrını hiç kimseye açmaz. Yaza doğru beyi gurbetten gelir. Beyine her öğün bal verir. Bal bitmez, hem ancer balı olacak, bütün kış kalacak birde her öğün kaşık kaşık yenecek, bal bitmeyecek. Beyini merak sarar, sorar, cevap alamaz. Beyi en sonunda:
- Ne olur beni seviyorsan söyle ne oluyor. bunda bir iş var.
Meryem dayanamaz ve ağzı kapalı kavonozu da alır ve olayı anlatır. Kavanozu açıp işte bak ağzına kadar dolu demek istediğinde bir de ne görsün?
Kavonozun dibinde iki kaşık bal kalmış.


 

Çinde bir üniversitede oldukça ilginç gerçek olduğuna inanılan bir olayı paylaşmak istiyorum sizinle.

Kızın biri bir gün yeni aldığı bisikletiyle okula geliyor ve okulun bahçesindeki bisiklet parkına henüz kilit almadığı için öylece bırakıyor. Derslerin bitiminde okul çıkışı bisikletinin yerinde olmadığını görüyor ve çok sinirleniyor.

Ertesi gün sabah okula geldiğinde bisikletini üzerinde bir notla bir gün önce bıraktığı yerde buluyor. Üzerindeki notta ise şunlar yazıyor. "Çok özür dilerim ama bisikletine gerçekten çok ihtiyacım vardı aldıktan 2 saat sonra geri getirdim ama sanırım çıkışına yetişemedim çok üzgünüm anlayışın için teşekkürler."


Kız doğruca bir bisikletçiye gidiyor ve 5 tane kilit alarak okula dönüyor. Bisikleti iyice kilitleyip 5 farklı anahtarla derse giriyor ve olayı arkadaşlarına anlatıyor.

Ders bitimi okul çıkışında 5 kilit taktığını anlattığı arkadaşlarıyla beraber bisikletini almaya gittiğinde şok oluyor.



Bisikletin üzerinde 10 kilit ve birde not var. "Eğer acil ihtiyacım olduğu halde ben kullanamayacaksam sen hiç kullanamayacaksın!"
 




Adamın biri arabasıyla giderken yolda bir yolcu alır arabaya. adam arka tarafa biner. Şoför:
- "Eeee hemşerim kimsin, nereye gidersin" der.
Yolcu:
- "Ben Azrailim.. Canını almaya geldim" der.
Şoför alaycı bir tavırla:
- "Sen mi Azrailsin der.. Yyav senin gibi Azrail olur mu hiç" der.
Yolcu sakin bir tavırla:
- "Sen daha önce Azrail gördünmü de tarif ediyorsun" ve ekler yolcu. "İnanmadın bana öyle mi"
Şöför:
- "İnanmadım tabii" der.
Yolcu:
- "O zaman 200 metre ileride bir adam daha alacaksın" der.

Gerçekten de adamın dediği gibi şöför 200 metre ilerde bir yolcu daha alır.. Ama yolcu ön tarafa oturur olaylar bundan sonra daha da enteresanlaşır.
Şoför yanındakine:
- "Eee sen kimsin nereye gidersin" der
Öndeki:
- "Abi ben merkezde biryerde indirirsen çok sevinirim adım felanca" der
Şoför:
- "Yav şu arkadaki adam bana Azraillim diyor görüyon mu şu herifi hem iyilik ediyoz hem de dalga geçiyor zibidi" der.
Öndeki arkaya bakar ama kimse yoktur.
Öndeki:
- "Abi arkada kimse yok ki!"
Şoför hışımla arkaya bakar ve:
- "Kör müsün be adam arkada oturuyor ya" der.
Öndeki arkaya bir daha bakar ve:
- "Abi senin kafan iyimi yoksa dalga mı geçiyorsun" der.
Bu sefer arkadaki söze girer:
- "Gördün mü" der "öndeki beni ne duyabilir ne de görebilir" der şoföre.
Şoför bir anda dizlerinin bağı çözülür beti benzi atar. Arkadaki şoföre:
- "Hadi" der "arabayı                      kenara çek 2 rekât namaz kıl canını alacam" der.
Şoför ağlamaklı çaresiz bir şekilde arabayı kenara çeker ve iner arabadan. Sonra ne olmuş biliyor musunuz?????

Adamlar arabayı aldığı gibi kaçmışlarSmile) Smile)






Hırsızın biri, bir evin çatısına çıkmış ve anten kablosunu kesmiş. Evin reisi de tam TV'ye dalmışken yayın kesilince televizyonunu biraz kurcalamış, Bozuldu herhalde "diyerek yatmış. Ertesi gün adam işe gittikten sonra hırsız kapıyı açıp adamın karısına, Yenge, beni abi gönderdi, televizyon bozuk, alın da bir bakın dedi" demiş.

Saf kadıncağız da televizyonu vermiş. Akşam adam eve gelip de televizyonu görememiş ve karısından olayı öğrenince dumura uğramış tabii. O hafta sonu balkonda keyif yaparlarken bizim hırsız aşağıdan ıslık çala çala onlara bakarak sokaktan geçmiş.

Kadın hırsızı tanımış ve:
- Bak bey! Televizyonu çalan adam işte buydu!!" demiş.

Adam bunu duyunca pijamalarla adamı kovalamaya başlamış. 5 dakika sonra diğer hırsız adamın evine gelip, karısına:
- "Yenge, ben polisim, abi hırsızı yakaladı. Şimdi karakoldalar. Pantolonuyla, cüzdanını istiyor." demiş ve kadın da vermiş normal olarak.

Adam hırsızı uzun bir saat kovaladıktan sonra kan ter içinde eve dönmüş.. VEEE yine dumur!








Sicak bir temmuz sabahiydi . O daha sabahin erken saatlerinde bogucu bir sicakligin etrafi sarmaya basladigi gunlerden biri.Kadin kahvesini yudumlarken bir yandanda gazetesini okuyordu. Gazeteler birgun onceki terorist saldirisindan bahsediyordu. Ilk sayfanin tam ortasi yine sira sira dizilmis bir onceki gun hayatini kaybetmis insanlarin vesikalik fotograflariyla doluydu.
Bakımlıyız.Com - Yaşanmış bir hikaye
Gozlerini cabucak resimlerin uzerinde gezdirdi ve rahat bir soluk aldi.Tanidik bir yuze rastlamamisti bugunde. Allaha cok sukur diye gecirdi icinden.Artik gazeteyi acip bir solukta saldirida olen insanlarin isimlerini okuyup o icler acisi resimlerine bakmak bir aliskanlik haline gelmisti.Patlayan otobus iskeletleriyollara savrulmus cansiz bedenleraglayan insanlar ve cenaze resimleri bunlarin hepsi mutlaka hergun gazetelerde bulabileceginiz sahnelerdi.Devamli tekrarlanan bu dehset sahneleri korkular ve endiseler ne zaman sona erecekne zaman baris ve huzur icinde yasayacagiz acaba diye gecirdi icinden.

Birden asagi yukari 6 ay once gazetelere cikan oglunun resmi gozlerinin onune geldi. O dunyalar yakisiklisidaha 26 yasinda hayatinin baharinda olan oglu.Universitede muhendislik okuduktan sonra bir sene Amerika'yi bastan sona gezen oglu. Hiz ve spor arabalari meraklisi oglu. Ne yazik ki bu sevdasi ona pahaliya patlamisti evet bir trafik kazasinda kaybetmisti oglunu.Aradan 6 ay gecmesine ragmen ici hala kan agliyordu.O son gece oglu evden cikarken yine ona hizli surmemesini dikkatli olmasini soylemisti. O da her zamanki vurdumduymaz tavirlari ile kendisine birsey olmayacagini bu kadar kendini yipratmamasini soylemisti.Hep iyimserdi asla basina birsey gelebeilecegini dusunmezdi. Ama ne yazik ki kader onu o genc yasinda direksiyon basinda yakalamisti.O gece arabadan diger 2 arkadasi sag saglim burunlari bile kanamadan kurtulurken oglu hemen oracikta can vermisti.Arkadaslarindan birinin unlu bir sanayicinin oglu olmasi o kazayi gazete mansetlerine tasimisti. Oglunun o yaz deniz kenarinda cekilmis gulen yuzu gazeteleri suslemissanki herkese meydan okuyan bir tavirla bana birsey olmaz diyordu.

O kaza sonrasicenazeaci ve gozyaslari bir film seridi gibi gozlerinin onunden gecti. Aileye buyuk bir darbe inmisti.Kendisine en cok destek olan 19 yasindaki kiziydi. O olmasaydi bu kadar aciya asla katlanamazdi.Sevgili kizi o kivir kivir saclari ve yesil gozleri ile ogluna cok benzeyen dunyalar guzeli kizi.Bu benzerlik ona aci veriyordu.Her kizina bakisinda oglu gozlerinin onune geliyordu.
Kalkip kendine bir kahve daha doldurdu.Kizi su anda askerligini yapiyordu.Birden akli ona takildi.Her sabah otobuslerle yada otostop cekerek kislasina ulasiyordu.2 hafta sonra dogumgunu vardi ve uzun zamandir aklinda olan arabayi alip supriz yapmak istiyordu ona.
Daha gecenlerde ehliyet cikarmis ve bir arabasi olsun diye muthis bir istek duyuyordu. Ama hicbir zaman ailesine bunu aciklayip para istememisti.Seneye askerligini bitirip calismaya baslayinca biriktirecegi paralarla ufak kullanilmis bir araba almakti niyeti. Kendi kendine gulumsedi ne kadar da alcak gonullu ve dusunceli bir kizdi.

Esimle konusup en iyisi hemen bu araba isini dogumgunune yetistirelim diye dusundu.Artik hergun yapilan bu saldirilar ve sokaklardaki belirsizlik yuzunden kizinin basina birsey gelsin istemiyordu.Cani tek dayanagihayattaki en buyuk destegiydi kizi. Ona birsey olursa ben yasayamam yasamakta istemem diye dusundu.Biraz sonra esi sirkete varinca onu arayacak ve hemen bu isi halledelim diyecekti.

Bu vermis oldugu kararla ici biraz olsun ferahlamisti.Gazeteyi bir kenara itti.Daha fazla okumak istemiyordu.Gidip televizyonu acti.Sevdigi sabah programinin baslamasina az kalmisti.Program oncesi verilen reklamlardan birinin muzigini mirildanmaya basladi.Iste programin guleryuzlu sevimli spikeri o gunku programin konu iceriklerini aciklamaya baslamisti. Cikolatali kek tarifi verilecekti bugun .Bu tarifi mutlaka bir yere not etmeliyim diye dusundu aksama hazirlar kizina supriz yapardi .Son zamanlarda devamli kilosunu dert etmesine ragmen cikolatali keke asla hayir diyemezdi kizi.

Birden ekrandaki spikerin yuzu degisti.Sevgili seyirciler su anda elimize ulasan bir son dakika haberini sunuyoruz dedi.Bir muddet once Tel-Aviv'de bir otobuse bombali bir saldirida bulunulmustur. Su ana kadar elimize ulasan bilgilere gore bir intihar komandosu uzerinde patlayicilarla yolcu dolu bir otobuse binip kendini patlatmistr.Su ana kadar 5 olu ve 20 yarali oldugu saptanmis ama bu sayinin daha da yukseleceginden suphelenilmektedir. Birazdan patlama yerinden canli yayinla karsinizda olacagiz.Az sonra dedi ve reklamlara gecildi.Yine o biraz onceki reklam cikti ekranlara ama kadin bu sefer mirildancak halde degildi. Aklina kizi geldi tekrar.Kocasi onu bu sabah her sabah oldugu gibi Tel-Aviv'deki otobus duragina birakip ordanda isine gidecekti.Acaba kac numarali otobuste olmustu bu saldiri.Kizi kislasina gitmek icin hep ayni 962 numarali otobusu alirdi.

Hemen telefonu eline alip kocasinin cebini aradi.Ama cep teline ulasilamiyordu. Her saldirida oldugu gibi yine cep telefonlari kilitlenmisti anlasilan.Allah kahretsin diye dusundu reklamlarda bir turlu bitmek bilmiyordu.Hemen radyoyu acmaya gitti belki ordan yeni bilgiler edinebilirdi.Henuz degisik birsey yoktu ayni televizyonda soylenenler tekrarlaniyordu.

Sikintiyla odanin icini arsinlamaya basladi.Bir yandan kulagi radyodayken bir yandan da gozleri televizyondaki reklamlarin bitmesini bekliyordu. Sonunda reklamlar bittiginde tekrar o cok sevdigi spiker bu seferde gayet ciddi bir tavirla konusmaya basladi.
" Sevgili seyirciler su anda olay yerinde canli yayin yapan arkadasimiza baglanip son gelismeleri alacagiz"
Birden tel-aviv'deki o cok tanidik cadde ekrana geldi.Yuksek binalarin bulundugu mucevher piyasasinin kalbinin attigi yerde bir zamanlar kirmizi renkte oldugu belli olan otobuse benzer bir kalinti goruldu. Otobus iskeletinden hala dumanlar tutmekteydi. Etrafi koyu bir sis tabakasi kaplamisti. Polis kuvvetleri otobusu cember altina almissaglik gorevlileri sedyelerle ordan oraya kosturmaktaydi. Ortalikta yaralilar yada cansiz bedenler gozukmuyordu herhalde cogu hastanelere kaldirilmisti bile. Spiker konusmaya basladiginda o dehsetten acik kalmis agzini kapayip yutkundu. Aman Allahim Aman Allahim diye mirildaniyordu kendi kedine. Spikerin su ana kadar 17 olu 52 yarali oldugunu hayal meyal isitti. Birden ekranda yaralilarin kaldirildigi hastanelerin isimleri ve telefon numaralari gozuktu.Hemen bir kalem kagit bulmaliydi.Telasla ordan oraya kosturmaya basladi.Hergun onlarca kalemin ortalarda oldugu masanin ustunde bugun birtane bile yoktu. Bu arada spikerin verdigi numaralari da aklinda tutmaya calisiyordu. Sonunda ucu kirik bir kursun kalem bulup demin itekledigi gazeteyi eline aldi ve tel numaralarini not etmeye basladi.Televizyon hastanelerden canli yayin yapmaya baslamisti.Elleri tir tir titriyordu.
" Sakin ol dedi kendi kendine panik yapma. Once kizina ve kocana ulasmaya calis beceremezsen o zaman hastaneleri aramaya baslarsin " diye gecirdi icinden.

Kocasinin cebini aradi ulasilamiyordu kizini aradi ona da ulasilamiyordu.Patlamanin uzerinden 45 dk. gecmis ve artik iyiden iyiye korkmaya baslamisti.Muthis bir panik duygusunun bastan asagi kendisini sardigini hissetti.Gidip kendine bir bardak su doldurdu agzi kupkuruydu. Salona gecip bu seferde not ettigi hastane numaralarini cevirmeye basladi.Birinci numara mesgul ikinci numara mesgul ve ucuncusude mesguldu.Kahretsin ne yapacagim ben simdi diye aglamaya basladi. Son bir umitle esinin is yerini aradi. Cikan esinin 10 senelik sekreteri esinin hala ise gelmedigini soyledi. Anlasilan hala patlamayi duymamis cunku sesi cok sakin cikiyordu. Hic saldiridan bahsetmeden tesekkur edip telefonu kapadi. Bosun bosuna telefonu mesgul tutmak istemiyordu esi yada kiz arayabilirdi.

Tekrar hastanelerin numaralarini cevirmeye basladi.Bu sefer ilk numaradan yanit gelmisti.Esinin ve kizinin ismini verdi korkuyla.Hayir bu isimlerde birileri getirilmemisti hastanelerine rahat bir nefes aldi.
Ikinci numarayi cevirirken birden cep telefonu calmaya basladi. Can havliyle arayanin kim olduguna bile bakmadan hemen yanit verdi.
" Annecim benim nasilsin? Biz iyiyiz niye telefon devamli mesgul? "
Hayatinda kizinin sesini duymaktan bu kadar mutlu oldugu bir an daha olmamisti.Birden butun sinirleri bosalip sessiz hickiriklarla aglamaya basladi.
" Anne annecim orda misin ne oldu ?"
" Iyiyim kizim televizyonda saldiri ile ilgili haberleri seyrediyordum canim sikildi biraz .Sen nerdesin baban nerede?
" Evet annecim bizde duyduk.Anlatsam hayatta inanamayacaksin.Seni aramak istedik ama cep telefonlari kilitlenmisti.Yolda lastigimiz patladionla ugrasiyorduk ve otobusumu kacirdim. Yoksa bende o otobuste olacaktim.Ne sans degil mi?"
Sevincten icinden dans etmek geliyordu.Evet Allah kizini korumus onu kendisine bagislamisti.Tanrim ne buyuksun sen kizimi bana bagisladin.
" Nerdesiniz kizim simdi " diye sordu.
" Bu korkunc saldiridan sonra babam benim otobuse binmemi istemedi simdi arabadayiz beni kislama kadar birakip sonra ise gidecek "
" Tamam canim cok iyi fikir kendinze iyi bakin. Sana aksama cikolatali kek yapacam .Cok zayifsin bir iki kilo alsan hic fena olmayacak " diye takildi kizina.
"Aman anne perhizde oldugumu bilmiyor musun? Mahsus yapiyorsun degil mi? Ama sen hazirlarsin da ben yemez miyim hic. Saol annecim seni cok seviyorum aksama gorusuruz babam selam soyluyor "

Muthis bir rahatlama duygusu ile telefonu kapadi.Televizyon hala hastanelerden canli yayin yapiyor patlamanin sorumlulugunu Hamas orgutunun ustlendigini soyluyordu.Kimbilir bugun yine kac aile parcalanmiskac cocuk oksuz kac anne baba evlatsiz kalmisti. Bitsin artik bu iskence biraz rahat ve huzurlu yasamanin zamani gelmemismiydi?. Televizyonu acik birakip mutfaga gecti ve cikolatali keki hazirlamaya koyuldu. Bir saat kadar sonra kek firindan cikmis etrafa guzel bir koku yayilmisti. Televizyon artik hep ayni seyleri tekrar edip duruyordu. Bugunku mutlulugunu bozmak istemiyordu televizyonu kapatip muzik setine bir Cd koydu. Neseyle ev islerine giristi. Biraz dinlenmek icin mola verdiginde aradan 3 saatin gectigini gordu. Bir kahveyi hak etmisti. Mutfaga gecerken kapinin calindigini duydu. Kapiya yoneldi ve actiginda karsisinda 2 polis gordu. Hayretle:
" Buyrun kimi aramistiniz ? " diye sordu.
" Hanimefendi esinizin beyaz bir Subaru marka arabasi var mi? "
" Evet 1996 model" dedi kadin.
" Esiniz 2 saat kadar once direksiyon hakimiyetini kaybederek aksi istikamete sapmis ve karsidan gelen bir kamyona carparak trafik kazasi gecirmistir.” Kadinin gozleri kararmaya baslayip suurunu kaybetmeden once duydugu son sozler sunlardi.
" Maalesef esiniz ve kiziniz olay yerinde can vermistir.Basiniz sagolsun. " 



Allah’ın sevgili kullarından biri bir rüya görür; rüyasında kendisine şöyle denir: “Sabah olunca karşına ilk çıkanı ye ikinci çıkanı sakla üçüncü çıkanın dileğini kabul et dördüncü geleni üzme beşinciden de kaç!” Sabah oldu; dışarı çıktı. Yola koyulup gitti. Karşısına bir dağ çıktı. Bu koca dağı görünce şaşırdı. Kendi kendine şöyle dedi: Rabbim bana bunu yememi emretti. Sonra şöyle dedi: Rabbim bana gücümün yetmeyeceği bir şeyi emretmez. Onu yemeye karar verdi. Dağa doğru yürüdü. Yaklaştıkça dağ küçüldü. Tam yaklaştığı zaman koca dağ bir lokmaya dönüşmüştü. Onu tutup yedi baldan tatlı buldu. Allah’a hamdetti yürüyüp gitti. Karşısına altından bir leğen çıktı. Şöyle dedi: Rabbim bunu da saklamamı emretti. Bir çukur kazdı onu gömdü. Yürüdü az gittikten sonra dönüp baktı. Leğen toprak yüzüne çıkmıştı. Geri döndü tekrar gömdü. Biraz gitti; baktı ki yine çıkmış bir daha gömdü yine toprak üstüne çıktı. Kendi kendine “Ben emredileni yaptım.” diyerek bırakıp gitti. Karşısına bir kuş çıktı. Peşinden bir şahin onu kovalıyordu. Kuş ona şöyle dedi: “Ey Allah’ın sevgili kulu beni sakla. Bana yardım et.” Onu aldı. Koynuna sakladı. Peşinden şahin geldi; şöyle dedi: “Ey Allah’ın sevgili kulu ben açım. Sabahtan beri de bu kuşun peşindeyim. Onu yakalamak istiyorum. Kısmetime engel olma. Kendi kendine şöyle dedi: “Üçüncünün dileğini yapmam emri verildi yaptım. Dördüncüyü üzmemem emredildi. Şimdi ne yapacağım? Bu işe şaştı. Sonra bıçak aldı; kendi uyluğundan bir parça et kesti şahine attı; o da kapıp kaçtı. Daha sonra kuşu saldı. Bundan sonra yürüyüp gitti. Kokmuş bir leş gördü. Onu da bırakıp kaçtı. Akşam olunca şu duayı yaptı: “Ya Rabbi emrini yerine getirdim. Bu işlerin manası ne ise bana bildir.” Daha sonra rüyasında şöyle anlatıldı: “Birinci görüp yediğin öfkedir. Önce koca bir dağ gibi görülür; sabırla öfke yutulursa baldan tatlı olur. İkincisi iyi amelindir. Ne kadar saklarsan sakla; yine meydana çıkar. Üçüncüsü sana bırakılan bir emanettir ona hıyanet etme. Dördüncüsü şudur: Bir insanın sana bir dileği ulaşırsa onu yerine getir; isterse sana lâzım olan bir şey olsun. Beşincisi gıybettir. İnsanların gıybetini edenlerden kaç. Şüphesiz her şeyi bilen Allah’tır... 

      ŞİMDİYE KADAR OKUDUĞUNUZ HİKAYELER TAM GERÇEK OLMUŞ MU BİLİNMEZ... AMA SIRADAKİ HİKAYE GERÇEKTEN OLMUŞŞTURR.... EMİN OLUNN VE HAYATTAN DERS ÇIKARIN












 ŞU GÜZEL KIZADA BİİR BAKIN  NE KADAR GÜZEL DEĞİL Mİ??








    JACGUELİNE ARACIYLA SEYAHAT EDERKEN 17 YAŞINDAKİ BİR ERKEK ÖĞRENCİNİN KULLANDIĞI ARAÇLA ÇARPIŞTI.



VEEEE......














   İÇLER ACICI HALİİİ ŞİMDİ O GÜZEL KIZ NASIL DA BÖYLE OLUYOR???







  

 KAZADAN SONRA 40 OPERASYON GEÇİRDİ....







   JACGUELİNE YANAN ARAÇ İÇERİSİNDE DURMAKSIZIN 45 SANİYE BOYUNDA YANDI.....









 













     GÖZ KAPAĞI OLMAYAN SOL GÖZÜNE DAHA İYİ GÖRMESİ İÇİN DAMLA DAMLATILIYOR...















 KAZADAN 3 AY SONRA....






   KAZADAN 4 YIL     SONRAKİ HALİ HALA TEDAVİ OLUYOR...   YANIKLARININ   100DE 60 I GEÇMİŞ DURUMDA.











   O ŞUAN 20 YAŞINDA VE 4 YIL ÖNCE İÇKİLİ ARAÇ KULLANDIĞI İÇİN  KENDİSİNİ HİÇ AFFETMİYOR.    JACGUELİNE NİN HAYATII MAFETİİİİİİİİİİİİİ











ARKADAŞLAR SİZ SİZ OLUN SAKIN İÇKİLİ ARAÇ KULLANMAYIN KULLANANLLARIDA UYARMAYI İHMAL ETMEYİN... İŞTE JACGUELİNE NİN ACI GENÇLİĞİ BU GERÇEKTEN OLMUŞ BİR OLAYDIRRRR.....

SAAT KAÇ?
 
 
Günlük Burç